top of page

Vegan Zeytinyağlı Kavun Dolması

Writer's picture: inciinci

Yemek kültürümüzü incelediğimizde taze ve kuru meyvelerin, sıcak ya da soğuk yemekler içinde sıklıkla kullanıldığını görüyoruz. Meyveciliğe çok önem vermiş Selçukluların, turfanda kavun yetiştirmesi, aşılamalar yapmaları, bahçıvanlıkta ne kadar ileri seviyede olduklarının kanıtlarına birer örnektir. Bu dönemde Anadolu’da meyvelerden karpuz, kayısı, şeftali, ayva, kavun, patlıcan, turunç, limon, erik, elma, üzüm, nar ve zeytin yetiştiriliyordu. Taze nar taneleri yalnızca pirinç pilavlarının ya da çok sevilen helvaların üzerini süslemekle kalmaz, pekmez, nar ekşisi ve şerbet yapımında da sıkça kullanılırdı. Tatlı narlardan yapılan pekmezleri baldan ayırmanın zor olduğu yazılmıştır. Meyve kurutma konusunda da uzman olan Selçuklular’ın özellikle kuru kayısısı dillere destandı. Bu kayısılar Anadolu’dan uzak diyarlara ihraç ediliyordu.


Ürünlerin doğal tatlarının ortaya çıkarılmasının büyük önem taşıdığı, baharat kullanımının az miktar ve çeşitte kullanıldığı Osmanlı mutfağına baktığımızda da, meyvelerin hem çiğ olarak, hem de yemeklerin içinde baş tacı edildiğini biliyoruz. Saray muhasebe kayıtları sayesinde, Fatih Sultan Mehmed dönemi itibari ile, Osmanlı Saray mutfağı hakkında bilgiye sahibiz. Söz konusu defterlerde ‘’Hassa’’ olarak belirtilmiş ürünler, padişah için alınan ve hazırlanan yemekler olarak kayda geçmiştir. Meyveler kullanılarak türlü türlü pilavlar, çorbalar, yahni yemekleri, salatalar ve dolmalar yapılmıştır. Koruk ile yapılan ‘’Ekşili Çorba’’, Fatih Sultan Mehmed için yapıldığı bilinen ama tarifi günümüze kadar ulaşamamış ‘’Kayısılı Çorba’’, bolca limon kullanılarak yapılan ‘’Limon Aşı’’, kayısı ve bademle hazırlanan harç ile yapılan ‘’Elma Dolması’’ erken dönem Osmanlı mutfağının önemli meyve yemeklerine örnek verilebilir.

Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, yüzlerce çeşit meyvenin adını geçirir. Çelebi, sadece Malatya’da 7 çeşit kayısı ve 80 çeşit armut olduğunu yazar. İstanbul’un dört bir yanının meyve bahçesi olduğu, Seyahatname başta olmak üzere farklı birçok kaynakta belirtilir. Aynı dönem bayramlarda, hal hatır sormalarda, kutlamalarda porselen tabaklar içinde meyve yollamak önemli adetlerin başında yer almaktadır. Osmanlı’da meyvelerden ve çiçeklerden yapılan şerbetler, kültürün çok önemli bir parçası idi. Hemen hemen her meyveden şerbet yapılır bu şerbetler yemeklere eşlik ederdi. Hoşaf ve reçel çeşitleri de Osmanlı Mutfağının her döneminde en az şerbetler kadar büyük önem taşımaktaydı.

Günümüz Türkiye mutfağında çok önemli bir yere sahip olan domates, Osmanlı’ya 17. yüzyılın sonlarında gelmiştir. Üstelik ilk geldiği zamanlar sadece yeşil olarak kullanılan bu meyve, rengi kırmızıya döndüğü zaman çöpe atıldığını biliyoruz. 19.yüzyılda kullanımının yaygınlaşması ile ‘’domates peltesi’’ (salça), Anadolu mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

İlk olarak ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmese de, domatesli pirinç pilavının seveni çoktur. Herkesin domatesli pilav tercihi farklıdır elbet kimi lapa sever, kimi de -benim gibi- hafiften dibi tutmuş olanını ister :) Tercihler farklı olabilir de mesela denizde uzun uzun yüzülmüş, sıcak ve tuzlu bir yaz öğleninde domatesli pilava kim hayır diyebilir :) Ben demem!


Ülkemiz topraklarında her dönem önemini korumuş yemekler arasında baş sıralarda yer alan bir diğer lezzet dolmalar ve sarmalardır.. Yıllar içinde yeni gelen sebze ve meyveler ile birlikte dolma çeşitleri de artmıştır. Elma, armut, ıspanak, patlıcan, pazı, pırasa, ayva yaprağı, ıhlamur yaprağı, fındık yaprağı, asma yaprağı gibi farklı dolma çeşitleri arasında, kavun dolması hem görüntü, hem de tat olarak üst sıralardadır. Etsiz dolmalar daha ziyade Hristiyan halkın perhiz dönemlerinde tercih ettiği çeşitler olup ‘’yalancı dolma’’ adını almıştır.

Bir yazının daha sonuna doğru ilerlerken artık vegan zeytinyağlı kavun dolması tarifimi paylaşabilirim. Geleneksel kavun dolması etli yapılıp, sıcak servis edilmekle birlikte ben tabii ki vegan bir tarif paylaşacağım. Geleneksel tariften devşirdiğim bu dolmanın ağızına lezzet, halinize neşe katmasını dilerim. :)




Vegan Zeytinyağlı Kavun Dolması

Malzemeler: ( 4 kişilik )

1 adet orta boy kavun

1 su bardağı pirinç

1 1/2 su bardağı su

3 adet kuru soğan

2 yemek kaşığı yenibahar

2 yemek kaşığı tarçın

1 yemek kaşığı kuru nane

2 yemek kaşığı kavrulmuş badem

2 yemek kaşığı çam fıstığı

2 yemek kaşığı kuş üzümü

Zeytinyağı

Tuz ve Karabiber


Kuru soğanlar küp küp doğranır ve 2 çay bardağı zeytinyağında pembeleşinceye kadar kavrulur. Öte yanda kavrulmuş olan dolmalık fıstıklar soğana ilave edilir.

Suda ıslatılmış kuş üzümleri, yeni bahar, tarçın, kuru nane, tuz, karabiber ve pirinç kavrulmuş soğanlara ilave edilir.

5 dakika orta ateşte kavrulduktan sonra su ilave edilerek, tencerenin kapağı kapatılır ve ocağın altı kısılır.

Kavunun tepesi kesilir. İçinden çekirdekleri çıkarılır ve hafifçe oyulur. (Oyulan parçaları afiyetle yiyiniz :)

Pirinç pişince, kavunun içi pirinç ile doldurulur. Üzerine ilave zeytinyağı koyulup kavunun üzeri kesilen parçası ile kapatılır.

Kavun önce pişirme kağıdı ile kaplanır, daha sonra alüminyum folyoya sarılır ve önceden 180 derecede ısıtılmış fırında, 20 dakika pişirilirilir.

Zeytinyağlı Kavun Dolması ılık ya da soğuk servis edilebilir.

Servis öncesi üzerine fazladan zeytinyağı ve bir çay kaşığı da nar ekşisi koymayı unutmayın.


Sevgiyle...

262 views0 comments

Recent Posts

See All

Comentários


Os comentários foram desativados.
Post: Blog2_Post
  • Instagram

©2022 MeruLove.com

bottom of page